Ebû Cehîl, her fırsatta Resul'le, Kuran’la alay etmekten geri kalmamıştır. Bir gün Kureyş topluluğuna seslenerek; “ Ey Kureyşliler! Muhammed size azap edecek cehennem görevlilerinin 19 kişi olduğunu zannediyor. 23 Halbuki siz onlardan çoksunuz. Sizden yüz kişi onlardan bir kişiyi tutmaktan aciz mi?" diyerek ayetlerle alay etmiştir.24
Ebû Cehîl, Duhan 33-34. ayetlerinde geçen ve günahkarların yemeği olarak zikredilen zakkum ağacıyla da alay ederek, " Muhammed cehennemde zakkum olduğunu söylüyor, halbuki zakkum, hurmalı kaymaklı tirit gibidir." demiştir.25
Umevî'nin Meğazisinde Esbat kanalıyla... İkrime'den rivayet ettiğine göre;
Allah Resul’ü (s.a.v.) Ebû Cehîl'e uğrayıp, Allah-u Teala sana; "Gerektir sana bela gerek! Yine gerektir sana bela gerek! " 26 dememi bana emretti der. Bu sözleri kendisine iletince Ebû Cehîl, " Bana karşı sen ve arkadaşın hiçbir şey yapamazsınız. Çok iyi bilirsin ki, Mekkelilerin en güçlüsü benim. Ben Azîz ve Kerîm olanım" dedi.
Allah-u Teala da onu Bedir günü katledip zelil kıldı. Kendi sarf ettiği kelimelerle onu aşağılayıp " Tat bakalım hani güçlü olan, değerli olan yalnız sendin" 27 ayetini inzal buyurdu.28
Ebû Cehîl'in İslam'ı kabul etmemesinde; kibir ve gururu, kendini ulu bir kişi sayması, arzu ve heveslerine aşırı düşkünlüğü, haset ve kıskançlığı, kin ve nefreti, törelerine olan asabiyeti büyük rol oynamıştır.
Ebû Cehîl'in bu vasıflarını, hakkında inen ayetlerden de açıkça görmekteyiz:29
" Seni gördükleri zaman, mutlaka seni, eğlence konusu yapıyorlar. Allah bunu mu peygamber olarak göndermiş? diyorlar." 30
"Her yalancı günah yüklü kimseye yazıklar olsun! Allah'ın ayetlerini kendisine okunduğunu işitir de sonra büyüklük taslayarak sanki hiç onları işitmemiş gibi (küfründe) direnir. Onu acı bir azap ile müjdele " 31
Kurtubî'de geçtiğine göre ;
"Ebû Cehîl, bir gece Kabe'yi Velîd b. Muğîre ile tavaf ederken Resul hakkında konuşmaya başladılar.
Ebû Cehîl, Vallahi, ben onun doğru söylediğin! biliyorum deyince, Velid, sus ! bu konudaki delilin nedir der.
O da, Ey Abdu Şems, biz onu geçliğinde güvenilir, doğru diye isimlendiriyorduk. Aklı kemale erdiğinde, rüştünü ispat ettiğinde ise deli diyoruz.
Vallahi ben, Onun doğru konuştuğunu biliyorum. Velid, onu tasdik etmene ve ona iman etmene ne engel var ki, diyince, Ebû Cehîl;
“ Kureyş'in kızları Ebü Cehîl bozguna uğrayıp Ebü Talib'in yetimine mi inandı, diye konuşsunlar? Lat ve Uzza'ya yemin olsun ki, hiçbir zaman ona tabi olmam, diye cevap verir.32
Mukatil der ki:
Onun bu sözü üzerine şu ayet indi. "Heva ve hevesini tanrı edinen ve Allah'ın (yanındaki) bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi ona Allah 'tan sonra, kim doğru yolu gösterecek. Düşünmüyor musunuz " 33
Hz. Peygamber (s.a.v.) efendimizi öldürmek fikrini ortaya atan kişi yine odur. Kureyş müşriklerinin ileri gelenleri, İslam’ın lehine olan gelişmelerden aşın derecede rahatsız olunca Darünnedve'de toplanmaya karar verdiler. Bu toplantıya Kureyş'in bütün ileri gelenleri katıldığı gibi Şeytan da Necid'li bir ihtiyar kılığında katılmıştır. Darünnedve' de ileri sürülen görüşlerin hiç birini beğenmeyen ihtiyar, Ebû Cehîl'in fikri için " İşte gerçek söz bu adamın sözüdür. Bundan başkasının sözünü uygun görmüyorum" demiştir.34

23- Müddessir, 4/30.
24-Kurtubi, XlX /81.
25- a.g.e., XVI/150.
26- Kıyame, 75/34, 35.
27- Duhan, 44/4 9.
28-Bekir Karlığa, Bedrettin Çetiner, Hadislerle Kur'an-ı Kerîm Tefsiri, III/ 7199, İst. 1983, Çağrı.
29-Kurtubi, XVI/158-159.
30-Furkan,25/41
31-Casiye,45/7,8.
32- Asım Koksal, II/ 76.

0 yorum:

Yorum Gönder